Definify.com
Webster 1913 Edition
Yakin
Ya′kin
,Noun.
(Zool.)
A large Asiatic antelope (
Budorcas taxicolor
) native of the higher parts of the Himalayas and other lofty mountains. Its head and neck resemble those of the ox, and its tail is like that of the goat. Called also budorcas
. Definition 2024
yakın
yakın
See also: яҡын
Turkish
Adverb
yakın
Noun
yakın (definite accusative yakını, plural yakınlar)
- akin to, relative
- Ayşe, Zülâl'in yakını.
- Ayşe is Zülâls relative.
- Ayşe, Zülâl'in yakını.
- Somebody/something that is near
- Yakını iyi göremiyorum.
- I cannot see the near.
- Yakını iyi göremiyorum.
Declension
declension of yakın
possessive forms of yakın
benim (my) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
---|---|---|
nominative (yalın) | yakınım | yakınlarım |
definite accusative (belirtme) | yakınımı | yakınlarımı |
dative (yönelme) | yakınıma | yakınlarıma |
locative (bulunma) | yakınımda | yakınlarımda |
ablative (çıkma) | yakınımdan | yakınlarımdan |
genitive (tamlayan) | yakınımın | yakınlarımın |
senin (your) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
nominative (yalın) | yakının | yakınların |
definite accusative (belirtme) | yakınını | yakınlarını |
dative (yönelme) | yakınına | yakınlarına |
locative (bulunma) | yakınında | yakınlarında |
ablative (çıkma) | yakınından | yakınlarından |
genitive (tamlayan) | yakınının | yakınlarının |
onun (her/his/its) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
nominative (yalın) | yakını | yakınları |
definite accusative (belirtme) | yakınını | yakınlarını |
dative (yönelme) | yakınına | yakınlarına |
locative (bulunma) | yakınında | yakınlarında |
ablative (çıkma) | yakınından | yakınlarından |
genitive (tamlayan) | yakınının | yakınlarının |
bizim (our) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
nominative (yalın) | yakınımız | yakınlarımız |
definite accusative (belirtme) | yakınımızı | yakınlarımızı |
dative (yönelme) | yakınımıza | yakınlarımıza |
locative (bulunma) | yakınımızda | yakınlarımızda |
ablative (çıkma) | yakınımızdan | yakınlarımızdan |
genitive (tamlayan) | yakınımızın | yakınlarımızın |
sizin (your) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
nominative (yalın) | yakınınız | yakınlarınız |
definite accusative (belirtme) | yakınınızı | yakınlarınızı |
dative (yönelme) | yakınınıza | yakınlarınıza |
locative (bulunma) | yakınınızda | yakınlarınızda |
ablative (çıkma) | yakınınızdan | yakınlarınızdan |
genitive (tamlayan) | yakınınızın | yakınlarınızın |
onların (their) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
nominative (yalın) | yakınları | yakınları |
definite accusative (belirtme) | yakınlarını | yakınlarını |
dative (yönelme) | yakınlarına | yakınlarına |
locative (bulunma) | yakınlarında | yakınlarında |
ablative (çıkma) | yakınlarından | yakınlarından |
genitive (tamlayan) | yakınlarının | yakınlarının |
predicative forms of yakın
simple present | singular | plural |
---|---|---|
ben (I am) | yakınım | yakınlarım* |
sen (you are) | yakınsın | yakınlarsın* |
o (he/she/it is) | yakın / yakındır | yakınlar* / yakınlardır* |
biz (we are) | yakınız | yakınlarız |
siz (you are) | yakınsınız | yakınlarsınız |
onlar (they are) | yakınlar | yakınlardır |
simple past | singular | plural |
ben (I was) | yakındım | yakınlardım* |
sen (you were) | yakındın | yakınlardın* |
o (he/she/it was) | yakındı | yakınlardı* |
biz (we were) | yakındık | yakınlardık |
siz (you were) | yakındınız | yakınlardınız |
onlar (they were) | yakındılar | yakınlardı |
indirect / unwitnessed past | singular | plural |
ben (I was) | yakınmışım | yakınlarmışım* |
sen (you were) | yakınmışsın | yakınlarmışsın* |
o (he/she/it was) | yakınmış | yakınlarmış* |
biz (we were) | yakınmışız | yakınlarmışız |
siz (you were) | yakınmışsınız | yakınlarmışsınız |
onlar (they were) | yakınmışlar | yakınlarmış |
*Not used, but perhaps rarely - chiefly grammatical formations.
Note: Plural forms are not used with adjectives. |
Usage notes
- The stress is on the last syllable, i.e. yakın.