Turkish

Verb

sürmemek ‎(third-person singular simple present sürmez)

1. Not to butter

   Ekmeğin üstüne artık tereyağ sürmüyor. - [He/She/It] doesn't butter on bread butter anymore.

2. Not to continue, to last

   Bu sonsuza dek süremeycek. - This is not going to last forever.

3. Not to drive

   Arabayı sürümüyor. - [He/She/It] is not driving carriage/car.

4. to drive away, to expel

   Eğer Osmanlı sultanları teknoloji dehâları Hezarfen Ahmet Çelebi ve Lâgâri Hasan'ı sürmeyip onların bilgilerini kullansalardı acaba Türkiye bugün nerede olurdu?. - If Ottoman sultans didn't expel technical masterminds Hezarfen Ahmet Çelebi and Lāgâri Hasan, where would have been Turkey today?

5. Not to plow

   Çiftçi tarlasını sürmüyor. - The farmer is not plowing his/her field.

6. Not to put money into circulation/goods on the market
7. Not to ride

   Bisiklet sürmeyeceğim. - I will not ride [a/the] bike.

Synonyms

• kullanmamak (not drive)
• devam etmemek (not continue, last)

Antonyms

• sürmemek

Derived terms

• sürdürmemek
• sürebilmemek
• sürülmemek

See also

• sürtmemek